Temiz enerjiye yatırım
Temiz enerjiye geçiş yatırımları günden güne artıyor. Son 10 yıldır kömür santrallerinden gaz yakıtlı elektrik santrallerine geçiş girişimlerinin olumlu etkileri görülüyor. Yalnızca ABD’de 2007’den bu yana emisyonların %33 düşmesinde bu geçişin rolü büyük. Bu olumlu sonuçlar sayesinde, önümüzdeki yıllarda doğal gazı düşük karbonlu enerji kaynağına dönüştürmek için karbon yakalama, kullanma ve depolama ile hidrojenin de dahil olduğu karbonsuzlaştırma teknolojilerine daha fazla yatırım yapılacağı düşünülüyor. Erişilebilir güneş enerjisine yönelik yatırımlara ve bu alanda yapılan araştırmalara olan ilgi de giderek artıyor.
Peki bugünün en acil önceliklerinden olan iklim değişikliğine yönelik sürdürülebilirlik çalışmalarında nasıl bir yol izlenecek?
Modernize şebekeler
Artan enerji talebini karşılamak ve zorlu hava koşullarıyla mücadele edebilmek için şebekelerin daha modern ve dayanıklı hale gelmesi, değişken ve yenilenebilir kaynaklar söz konusu olduğunda şebeke güvenilirliğinin korunması gerekiyor. Verim ve güvenilirlik için şebekelerin esnek hizmet verebilmesi çok önemli. Bu nedenle şebekeye, donanıma, kontrol sistemlerine, yapay zekâ ile veri analitiği destekli yazılım geliştirmeye yapılan yatırımların daha da önem kazanıp önümüzdeki yıllarda payını artırması bekleniyor.
Güneş Enerji Panelleri
Dünya Temiz Enerji Örgütü’nün 2022 yılı güneş enerjisi tahminlerine göre, bu yıl, 200 GW’tan fazla güneş enerjisinin kurulacağı ilk yıl olacak. 2022 yılı güneş enerjisi sektörüne yönelik öngörülerini paylaşan Dünya Temiz Enerji Örgütü’nün, güneş enerjisi kapasitesinin 2021 için orta senaryoda 183 GW (171-199 GW aralığı) olduğunu belirtirken, 2022 için ise 228 GW (204-252 GW aralığı) olarak açıkladı. Bunun, en yüksek senaryonun 206 GW olduğu Kasım 2020’deki beklentiden daha önemli bir artış olduğu ifade edildi.
Türkiye’nin güneş enerjisindeki 8 bin MW’ı aşan kapasitesi 78 ilindeki santrallerden oluşurken, bu kapasitenin en yükseğini Konya barındırıyor.
Anadolu Ajansı’ndan Nuran Erkul Kaya’nın haberine göre, Türkiye’nin elektrik kurulu gücü mart sonu itibarıyla 100 bin 334 MW’a, güneş enerjisi kurulu gücü ise 8 bin 29 MW’a ulaştı.
Güneş enerjisinde 2014’te 40 MW olan kurulu güç, yaklaşık 8 yılda 8 bin MW’ı geçerek, güneş enerjisinin Türkiye’nin elektrik kurulu gücündeki payı da yüzde 8’e ulaştı.
Ağırlıklı olarak lisanssız santrallerin oluşturduğu güneş enerjisi kurulu gücü “dağıtık” yapısıyla öne çıkarken, Türkiye’nin 78 ilinde irili ufaklı güneş enerjisi santralleri bulunuyor.
Konya, 1167,50 MW’la güneş enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip il. Bunu, 415,8 MW’ı bulan kapasitesiyle Ankara, 383,5 MW’la Şanlıurfa, 346,5 MW’la Kayseri ve 306,9 MW’la İzmir takip ediyor.
Kahramanmaraş 264,7 MW, Gaziantep 260,8 MW, Afyonkarahisar 252,3 MW, Antalya 241,7 MW ve Manisa 234,8 MW’la güneş enerjisinde kurulu gücü en yüksek ilk 10 şehir arasında yer alıyor.
Mersin 217,5 MW kurulu güçle bu illeri izlerken, Türkiye’nin 20 ilinde 100-200 MW, 9 ilinde de 50-100 MW arasında güneş enerjisi kapasitesi bulunuyor.
Güneş enerjisinde 18 şehirdeki kapasiteler 10-50 MW arasında değişirken, 20 şehirde 10 MW ve altında güneş enerjisi kurulu gücü mevcut.
Rize, Hakkâri ve Artvin ise Türkiye’de güneş enerjisi kapasitesinin bulunmadığı üç il olarak öne çıkıyor.